-
1 varı yoğu
всё, что у него́ есть, всё его́ состоя́ние -
2 var
1.есть, име́етсяonun evi vardı — у него́ был дом
2.sizde sabır var — вы терпели́вы
достоя́ние, иму́щество, состоя́ниеbütün varını harcadı — он потра́тил всё, что име́л
••- var ol!
- var olmak
- var olmak veya olmamak
- var yok
- yaş yirmi var yok
- vara yoğa
- vara yoğa karışmak
- vara yoğa öfkelenmek
- vara yoğa tokatlandı
- varı yoğu
- varını yoğunu fukaralara dağıtmış
- varsa...
- yoksa...
- varsa o yoksa o
- varsa kızı yoksa kızı oğlunun yüzüne baktığı yok
- ne var?
- nen var?
- ne var ki
См. также в других словарях:
varı yoğu — (birinin) bir kimsenin sahip olduğu her şey Babası ulemadan bir hoca imiş. Varını yoğunu fukaralara dağıtmış. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazınmak — nsz 1) Kendi kendini kazımak 2) Kazıma işi yapılmak 3) Derisini kazır gibi kaşımak 4) Derisi yüzülürcesine tıraş olmak Bıyığını kesmeyen bir azınlık kaldı ise bile sakal dipten kazınmıştı. H. Taner 5) mec. Her tarafı iyice temizlemek 6) mec. Varı … Çağatay Osmanlı Sözlük
var yok — Belli bir ölçüye ya ulaşır ya ulaşmaz, herhangi bir ölçüye, miktara yakın, olduğu bile kuşkulu Ünlü Haçik in oğlu Nubar, kırk yaşlarında var yok, göbekli ve dazlak. A. İlhan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller vara yoğa varı yoğu … Çağatay Osmanlı Sözlük
SÂMÂN — f. Servet. Zenginlik. * Rahmet. * Dinçlik. * Düzen, tertip. * Bir kimsenin varı yoğu, serveti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük